21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Boğlar Bölgesi’nde kaybolduktan sonra cesedi 8 Eylül’de bulunan Narin Güran’ın ölümüyle ilgili soruşturmada, aile üyeleri de dahil olmak üzere 12 kişi tutuklandı. Soruşturmada “suçlu barınma” suçlaması davası, Diyarbakır 17. İlk Derece Ceza Mahkemesinde yapıldı. Mahkeme, Anne Yücsel Güran, Kardeş Enes Güran ve Salim Güran da dahil olmak üzere 15 sanıktan 6’sının gözaltına alınmasına karar verdi. Duruşma 2 Mayıs’a ertelendi. Hapsedilen sanıklar Birsen, fuat, maaşallah güran ve Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya; Kefalet Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Baraş Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran ile serbest bırakılan sanıklar, 16 ve 17 yaş arası üç çocukla birlikte “suçlu” bir suçlama için 6 ay ila 5 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Duruşmanın ardından, CHP Diyarbakır Sezgin Yardımcısı Tanrukulu, mahkeme binasının dışında davadaki ilk kararın olayın failini ve nedenini doğru bir şekilde tanımlamadığını belirtti. Tanronu, olayın gerçek failini ve nedenini ortaya çıkarmak için etkili bir soruşturma ve yargılama ihtiyacını vurguladı. Gazeteci Narin Güran’ın yargılanması Söncü gazetesi tarafından bildirildiği gibi ertelendi. Tanınmış bir gazeteci ve yazar olan Güran, terörist propagandayı yaymak ve makaleleri ve sosyal medya görevleri aracılığıyla şiddeti kışkırtmakla suçlandı. Pazartesi günü başlayacak olan dava, bazı kilit tanıkların olmaması nedeniyle daha sonraki bir tarihe ertelendi. Güran’ın savunma ekibi, aleyhindeki suçlamaların siyasi olarak motive olduğunu ve medyadaki muhalif sesleri susturmayı amaçladığını savundu. Güran hükümetin vokal eleştirmeni olmuştur ve insan hakları ihlalleri ve hükümetin yolsuzluğu hakkında kapsamlı bir şekilde yazmıştır. Makaleleri genellikle iktidar partisini ve politikalarını eleştirdi ve yetkililer tarafından hedeflenmesine yol açtı. Duruşmanın ertelenmesi, Türkiye’deki basın özgürlüğü durumu ile ilgili endişeleri artırdı. Ülke, hükümeti eleştiren gazetecileri ve medya kuruluşlarını kırdığı için eleştirildi. Birçok gazeteci raporları için tutuklandı, gözaltına alındı veya sürgüne zorlandı. Güran’ın davası, Türkiye’deki gazetecilerin karşılaştığı zorlukların sadece bir örneğidir. Hükümetin medyaya yönelik baskısının ifade özgürlüğü üzerinde ürpertici bir etkisi oldu ve gazeteciler arasında kendini sansüre yol açtı. Narin Güran’ın yargılanması ertelendikçe, gazetecilerin demokratik bir toplumda oynadığı hayati rolü hatırlamak önemlidir. Basın özgürlüğü, korunması gereken temel bir haktır ve gazeteciler misilleme korkusu olmadan kamu yararına olan konular hakkında rapor verebilmelidir. Güran’ın duruşmasının ertelenmesi, Türkiye’deki basın özgürlüğü için bir aksiliktir, ancak aynı zamanda gazetecilerin hakları için ayakta durmanın ve ifade özgürlüğünü savunmanın önemini hatırlatır. Gazetecilerin işlerini zulüm veya kovuşturma korkusu olmadan yapabilmeleri çok önemlidir ve hükümetin medyanın hesaplama gücünü tutmasındaki rolüne saygı duyması çok önemlidir.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, aralarında aile bireylerinin de bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Soruşturma kapsamında “suçluyu kayırma” suçlamasıyla açılan davanın duruşması, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
TUTUKLULUĞA DEVAM EDİLECEK
Mahkeme, aralarında anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran’ın da bulunduğu 6’sı tutuklu 15 sanığın yargılandığı davada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Dava, 2 Mayıs tarihine ertelendi.
HAPİS İSTENİYOR
Tutuklu sanıklar Birsen, Fuat, Maşallah Güran ile Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya; tutuksuz sanıklar Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran ile 16 ve 17 yaşındaki üç çocuk hakkında “suçluyu kayırma” suçlamasıyla 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
“GERÇEK FAİLE ULAŞILMALI”
Duruşmayı takip eden CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, adliye önünde yaptığı açıklamada, ilk yargılamadaki hükmün olayın faili ve nedenini tarif etmekten uzak olduğunu söyledi. Tanrıkulu, “Soruşturmanın etkin biçimde ele alınması ve yargılamaların bu çerçevede yürütülmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde gerçek faile ve olayın nedenine ulaşabiliriz” dedi.