The Loss of Agricultural Land: Kanal Istanbul's Impact

Cem AvşarTekirdağ Parlamentosu Parlamentosu Üyesi, Arnavutkön’de tarım arazisini açma konusunu geliştirmek için geliştirmek için getirdi. Kanal Istanbul Parlamentonun gündemine proje. Çevre, Kentleşme ve İklim Değişikliği Bakanı’na yazılı bir soru sunan Avhar Murat Kurum Bir yanıt için, projeden beklenen karlara ve çevresel tehditlere dikkat çekti.

Avhar bunu vurguladı Kanal Istanbul 2011’den beri halka en çok tartışılan projelerden biri oldu, “Kanal İstanbul, kâr beklentileri nedeniyle gündemde olmaya devam ediyor.” Yetkili, projeyle ilgili yeni şehir planları, imar düzenlemeleri ve altyapı yatırımlarının bu beklentileri canlı tuttuğuna dikkat çekti.

Avhar yaklaşık olarak Arnavutkön’de 2 milyon metrekarelik verimli tarım arazisi, istanbul Geliştirme için açıldı, Diyerek şöyle devam etti: “Bu alandan yaklaşık 65 milyar TL beklenen kârın oluşturulduğu belirtiliyor.”

Avchar, projenin sadece kentsel planlama açısından değil, aynı zamanda gıda güvenliği, kırsal kalkınma ve sosyal adalet açısından da bir tehdit oluşturduğunu vurguladı, Kanal İstanbul’u Türk hükümeti tarafından önerilen tartışmalı bir mega-altyapı projesidir. Proje, Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayan yeni bir kanalın, mevcut Boğaz Boğazı’na paralel olarak inşa edilmesini içeriyor. Hükümet, kanalın Boğaz’daki trafik sıkışıklığını azaltacağını ve ekonomiyi artıracağını savunurken, projenin çevre ve sosyal etkileri konusunda ciddi endişeler var. Kanal İstanbul’u çevreleyen en büyük endişelerden biri tarım arazisinin kaybıdır. Kanalın önerilen yolu, bölgedeki gıda üretimi için çok önemli olan İstanbul’un eteklerinde verimli tarım alanlarından geçiyor. Kanalın inşası, binlerce hektarlık tarım arazilerinin yok edilmesine, çiftçilerin yerinden edilmesine ve yerel gıda tedarik zincirlerini bozmaya neden olacaktır. Kanal İstanbul’a bağlı tarım arazilerinin kaybının İstanbul ve çevresindeki gıda güvenliği için ciddi sonuçları olacaktır. Türkiye, iklim değişikliği, su kıtlığı ve kentleşme gibi faktörler nedeniyle gıda güvenliğinin sağlanmasında zaten zorluklarla karşı karşıya. Kanalın inşası için ana tarım arazilerinin yok edilmesi bu zorlukları daha da kötüleştirecek ve zaten gerilmiş gıda sistemine ek baskı yapacaktır. Ayrıca, Kanal İstanbul için tarım arazilerinin yok edilmesinin de olumsuz çevresel etkileri olacaktır. Tarım arazileri karbon sekestrasyonu ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır ve kaybı iklim değişikliğine ve vahşi yaşam habitat kaybına katkıda bulunacaktır. Kanalın inşası, yerel ekosistemleri ve su kaynaklarını da bozar ve daha da tehlikeye girer

DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem AvşarKanal İstanbul Projesi kapsamında Arnavutköy’deki tarım arazilerinin imara açılmasını Meclis gündemine taşıdı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Avşar, proje üzerinden elde edilmesi beklenen rant ve çevresel tehditlere dikkat çekti.

Avşar, Kanal İstanbul’un 2011’den bu yana kamuoyunda en çok tartışılan projelerden biri olduğunu vurgulayarak, “Kanal İstanbul rant beklentisiyle gündemdeki yerini koruyor” dedi. Projeye bağlı yeni şehir planları, imar düzenlemeleri ve altyapı yatırımlarının da bu beklentiyi canlı tuttuğunu ifade etti.

Avşarİstanbul Arnavutköy’deki yaklaşık 2 milyon metrekarelik verimli tarım arazisinin imara açıldığını belirterek, “Bu alan üzerinden yaklaşık 65 milyar TL tutarında bir rant beklentisinin oluştuğu belirtilmektedir” dedi.

Projenin sadece şehircilik açısından değil, gıda güvenliği, kırsal kalkınma ve sosyal adalet bakımından da tehdit oluşturduğunu vurgulayan Avşar, “İstanbul gibi bir metropolün çevresinde, tarımsal üretimi desteklemek yerine bu alanların betonlaşmaya açılması kalıcı zararlar doğurabilir” ifadesini kullandı.

Avşarplan değişikliklerinin kamu yararı gözetilmeden ve yeterli çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan hayata geçirilmiş olmasının şehircilik ilkeleri ve çevre hakkına aykırı olduğunu söyledi

Avşar“Bu sürecin kime, hangi kurumlara ve hangi şirketlere nasıl fayda sağladığı, kamusal denetimin sağlanıp sağlanmadığı da kamuoyu açısından ciddi bir soru işaretidir” dedi.

Projenin deprem riski, altyapı yükü ve ekolojik tahribat açısından birçok bilimsel ve teknik uyarıya rağmen sürdürüldüğünü belirten Avşar, “İktidar, bütün bilimsel analizlere ve eleştirilere kör, sağ ve dilsiz kalarak ‘kent suçu’ işliyor” ifadesini kullandı.

Bakan Kurum’a yöneltilen sorular

Avşar, Bakan Murat Kurum’a şu soruları yöneltti:

  • Kanal İstanbul Projesi kapsamında imara açılan toplam alanın yüz ölçümü nedir? Bu alanın ne kadarı tarım arazisidir?
  • Bakanlığınız tarafından konuya ilişkin yapılan itirazlar, bilimsel görüş ve şikâyetler değerlendirilmiş midir?
  • Plan değişiklikleriyle değer artışı yaşayan taşınmazların sayısı ve toplam ekonomik değer artışı nedir? Bu ranttan kimler faydalanmıştır?
  • İstanbul’un gıda güvenliği, su kaynakları ve mikro iklim dengesi için hazırlanmış bilimsel ve teknik rapor var mıdır?
  • Mevcut riskler göz önünde bulundurularak hazırlanmış bir master plan var mıdır? Bu planda şehircilik ve depremsellik açısından uyarılar dikkate alınmış mıdır?
  • Plan değişiklikleri halkın katılımı, çevre hakkı ve kamu yararı ilkeleriyle ne ölçüde örtüşmektedir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir