Çevre uzmanı Prof.
Öztürk, denizdeki oksijendeki azalmanın balık tutmayı tehdit ettiğini ve acil önlemler çağrısında bulunduğunu vurguladı.
Dr. Öztürk, Silivri’de kirliliğin kapsamına dikkat çekti: “Bölgede azot ve fosfor kirliliği çok yüksek. Su durgun, sığ ve 22-23 derecede anormal derecede sıcak.”
These conditions trigger algae blooms. Oxygen depletion restricts the living spaceİstanbul, Türkiye’nin en kalabalık ve en önemli şehirlerinden biridir. Tarihi ve kültürel zenginliği ile dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken bu şehir, son zamanlarda bir algı çöküşüyle karşı karşıya kalmış gibi görünüyor. Tedirgin edici görüntülerin artması, İstanbul’un imajını olumsuz etkileyebilir ve şehirde yaşayanların güvenliğini tehlikeye atabilir.
Son dönemde medyada sıkça yer alan haberlerde, İstanbul’da artan suç oranları, şiddet olayları ve trafik kazaları gibi olumsuz gelişmeler dikkat çekiyor. Bu durum, şehirde yaşayanlar ve ziyaretçiler arasında bir endişe ve korku atmosferi oluşturuyor. İstanbul’un karmaşık ve yoğun yapılanması, bu tür olayların daha sık yaşanmasına neden olabilir ancak bu durumun artması endişe verici bir boyuta ulaşmış durumda.
İstanbul’da algı çöküşü yaşanmasının bir diğer nedeni ise ekonomik sorunlar ve işsizlik oranlarının artmasıdır. Şehirde yaşayanların geçim sıkıntısı çekmesi, sosyal huzursuzlukların artmasına ve suç oranlarının yükselmesine neden olabilir. Bu durum, şehirdeki güvenlik ve istikrarı tehdit edebil
Çevre Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, bölgedeki ciddi kirlilik ve tarım-hayvancılık kaynaklı azot-fosfor yükünün alg patlamasını tetiklediğini belirtti.
Denizdeki oksijen azalmasının balıkçılığı tehdit ettiğini vurgulayan Öztürk, acil önlem çağrısı yaptı.
Prof. Dr. Öztürk, Silivri’deki kirliliğin boyutlarına dikkat çekti: “Bölgede azot ve fosfor kirliliği çok yüksek. Su durgun, sığ ve 22-23 derece gibi normalin üzerinde sıcak.
Bu koşullar alg patlamasını tetikliyor. Oksijen azalması balıkların yaşam alanını daraltıyor, ağlar yosunla kaplanıyor ve ağırlaşıyor. Görüş mesafesi neredeyse sıfır. Bu durum, balıkçılığı ciddi şekilde riske atıyor.” Öztürk, kirliliğin devam etmesi halinde Marmara Denizi’nde müsilajın 15-25 metre derinlikte oluşabileceğini, ancak yüzeyde görünmeyebileceğini ekledi.
‘MARMARA 5-10 YILDA YENİLENEBİLİR’
Kirliliğin önlenmesi için önerilerde bulunan Öztürk, “Tarım ve hayvancılık kaynaklı kirleticiler kontrol altına alınmalı, iyi tarım uygulamaları yapılmalı.
Evsel atık suların sadece biyolojik değil, ileri arıtma ile azot ve fosfor giderilerek denize deşarj edilmesi gerekiyor. Derin deniz deşarjında fiziksel arıtma yetersiz, bu da kirliliği artırıyor. Önlemler alınırsa Marmara Denizi 5-10 yılda kendini yenileyebilir. Aksi takdirde alg patlamaları daha sık ve şiddetli yaşanabilir” dedi.