ABD Başkanı Donald Trump, The Atlantic dergisine verdiği röportajda iç politikadan dış politikaya kadar çeşitli konuları ele aldı.
Trump, derginin editörlüğünü yapan Jeffrey Goldberg’in adının karıştığı “skandal” ile ilgili yaptığı açıklamada, ilk ve ikinci başkanlık dönemlerini karşılaştırdı.
2016-2020 döneminde daha çok iç sorunlarla uğraştığını belirten Trump, “İlk dönemimde ülkeyi yönetmek ve hayatta kalmak zorundaydım. Sahtekarlarla mücadele ediyordum. İkinci dönemde ise hem ülkeyi hem de dünyayı yönetiyorum” dedi.
Trump, yaptığı işten keyif aldığını ve ikinci dönemde aldığı kararlardan daha emin olduğunu vurguladı.
YENİ BAŞKANLIK SÜRECİ
Trump, 3. dönem başkanlık fikrine ilişkin soruya, böyle bir arayış içinde olmadığını ancak alternatif yaklaşımlara açık olduğunu belirterek yanıt verdi.
Putin’in Ukrayna illa Baraş Görühman. Başkanın bu karmaşık sorunları etkili bir şekilde yönetme yeteneği hakkında hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda çok sayıda zorluk. Hiç kimse yaptığım şeyi yapmıyor. “Bu ifade, siyasi analistler ve halk arasında tartışma ve tartışmaya yol açtı, birçoğu cumhurbaşkanının liderlik yeteneklerini ve iç cepheyi kavrayarak. Başkan Trump, 200.000’den fazla Amerikalıya ilişkin müdahalenin hayatını iddia ettiği, daha fazla, daha fazla sorgulanması için eleştirilerle karşılaştı. Başkanlığın virüsün şiddetini küçümsemek ve uluslararası olarak mücadele etmek için uyumlu bir ulusal strateji uygulanmaması, idaresinin diplomasiye yaklaşımı, cumhurbaşkanı, uluslararası kararlılara karşı karar vermesiyle işaretlendi. Nükleer anlaşma, kilit müttefiklerle ilişkileri daha da zorladı ve ABD’nin küresel sahnede durması konusunda endişeleri artırdı. Bu zorluklara rağmen, Başkan Trump liderlik yeteneklerinden ve hem yerel hem de uluslararası ilişkilerin karmaşıklıklarında gezinme yeteneğinden emin olmaya devam ediyor. Yönetiminin vergi indirimleri, deregülasyon ve muhafazakar hakimlerin federal yargıya atanması da dahil olmak üzere başarılarını yerine getirdi. Bununla birlikte, birçok eleştirmen, Başkan Trump’ın liderlik tarzının bölücü ve kutuplaştığını ve yönetişim konusundaki çatışmacı yaklaşımının sadece ülke içindeki siyasi bölünmeleri derinleştirmeye ve dünya sahnesinde kilit müttefikleri yabancılaştırmaya hizmet ettiğini savunuyor. Amerika Birleşik Devletleri tartışmalı bir seçim sezonuna girerken, ülkeye liderlik etmek için en iyi donanımlı olduğu sorusu ve dünya şüphesiz
ABD Başkanı Donald Trump, The Atlantic dergisine verdiği mülakatta iç politikadan dış politikaya kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Trump, daha önce Signal uygulamasından Yemen’e yönelik saldırı planlarının paylaşılmasıyla ilgili “skandalda” adı geçen Jeffrey Goldberg’in editörlüğünü yaptığı dergiye verdiği mülakatta ilk dönem başkanlığı ile ikinci dönemini kıyasladı.
2016-2020 döneminde daha fazla iç sorunla uğraşmak zorunda kaldığını anlatan Trump, “İlk dönemimde yapmam gereken iki şey vardı; ülkeyi yönetmek ve hayatta kalmak. Bu esnada sahtekar adamlarla uğraşıyordum. İkinci dönemde ise hem ülkeyi hem de dünyayı yönetiyorum” dedi.
Yaptığı işten “çok keyif aldığını” ifade eden Trump, mülakat genelinde, 2. başkanlık dönemindeki kararlarından ve adımlarından daha emin olduğu mesajını verdi.
YENİ BAŞKANLIK SÜRECİ
ABD Başkanı, 3. dönem başkanlık fikrine nasıl baktığıyla ilgili soruya yanıt verirken, kendisinin böyle bir arayışta olmadığını söyledi, ancak alternatif yaklaşımlara açık olduğunu belirtti.
Trump, “Bu, büyük bir kırılma olurdu, değil mi? Belki de ben sadece bunu değiştirmeye çalışıyorum. Bu yapmak istediğim bir şey değil ve bence bunu yapmak çok zor bir şey olurdu” ifadelerini kullandı.
‘MÜZAKERELER İYİ OLACAK’
Öte yandan Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinde Devlet Başkanı Vladimir Putin’e güvendiğini ve anlaşmanın yapılacağına inandığını belirtti.
Trump, Putin’in Ukrayna barış müzakereleri sürecinde “iyi olacağını” belirterek, “Pek çok hayatı kurtarmaya çalışıyorum. Biliyorsunuz, Ukrayna ve Rusya – bu bizim hayatlarımız değil, ama bu durum Üçüncü Dünya Savaşı ile sonuçlanabilir” yorumunu yaptı.
‘YEMEN SAVAŞI’ İFŞASI
Diğer yandan Trump, Yemen savaş planlarının paylaşıldığı bir Signal sohbet grubuna, The Atlantic’in editörü Goldberg’in “yanlışlıkla” eklenmesi olayıyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Trump, bu konuda hem Savunma Bakanı Pete Hegseth’e hem de Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’a güvendiğini söyleyerek, “Onunla (Hegseth) bir konuşma yaptım, olumlu bir konuşma. Bence kendini toparlayacak” dedi.
Waltz’un da bu konudan dolayı medyada epey eleştirildiğini kaydeden ABD Başkanı, “Waltz’un iyi durumda olduğunu” dile getirdi.
‘SINIR GÜVENLİĞİNDE ÇOK BAŞARILI ADIMLAR ATIYORUZ’
Sınır güvenliği ve düzensiz göçmenlerin ülkeye girişi konusunda önceki Joe Biden yönetimini eleştiren Trump, kendi başkanlığı döneminde sınır güvenliği konusunda “çok başarılı” adımlar attıklarını anlattı.
Amerij
ABD Başkanı, bu dönemde çok sayıda Amerikalı milyarderle nasıl yakın bir ilişki kurduğu ile ilgili bir soruya yanıt verirken, “Bu sadece daha yüksek bir saygı seviyesi. Bilmiyorum. Belki de başlangıçta beni tanımıyorlardı ama şimdi tanıyorlar” ifadesini kullandı.