The Crux of Legal and Democratic Dilemmas

Ekonomist Mahfi Ekilmez, Türkiye Merkez Bankası (CBRT) faiz oranı kararındaki makalesinde enflasyonla mücadele sorumluluğunun yalnızca merkez bankasına atfedilemeyeceğini vurguladı. Ekilmez, ülkedeki hukuk ve demokrasi konularını çözmeden ekonominin iyileşmeyeceğine dikkat çekti. Ayrıca, bankaların kredi oranlarını CBRT’nin politika oranının üzerine çıkardığını ve son toplantıda% 46’ya düşürdüğünü belirtti. Ekilmez şunları söyledi: “Hukukun tarafsızlığı ve üstünlüğü, Demokrasi Güçler Ayrılmasına Dayalı Demokrasinin önemli olmadığı bir ülkede, enflasyonla mücadelede başarı veya başarısızlık, bu alanlarda sorunlar varsa.

Yapısal çözüm esastır

Mahfi Ekilmez, zayıf ekonomik performansın ancak yapısal sorunların çözümü ile iyileştirilebileceğini, hukuk ve demokrasi sorunlarının yüksek enflasyonun merkezinde olduğunu vurguladı. “Bizimki gibi ülkeler için geçerli olabilecek söz” ifadesini kullanarak, Ekilmez’in makalesi aşağıdaki cümleleri vurguladı: “Hukukun tarafsızlığı ve üstünlüğü gibi yapısal problemler, güçlerin ayrılması ve hak temelli randevulara dayanan demokrasinin işleyişi, bu etkiye dayanan tüm ekonomik sorunlar da dahil olmak üzere yapısal problemler gibi yapısal problemler.”

% 49 yaklaşan faiz oranları

Mahfi Ekilmez, 18 Nisan Cuma günü, bankalara sağlanan CBRT’nin finansmanının 885 milyar TL’yi aştığını ve ortalama% 47,97 uygulama ve demokratik ikilem faiz oranının, yasalar ve demokratik ilkeler çatıştığında ortaya çıkan karmaşık konular olduğunu ve bireyler ve etik ikilemler yarattığında, bireyler için ahlak ve etik ikilem oluşturduğunu belirtti. Bu ikilemlere çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir, ancak temel nedenlerden biri, hukukun üstünlüğünü korumak ile bireysel hak ve özgürlükleri korumak arasındaki doğal gerilimdir. Yasal ve demokratik ikilemlerin ana kaynaklarından biri, devletin çıkarlarını bireylerin haklarıyla dengeleme ihtiyacıdır. Demokratik bir toplumda, hükümetin vatandaşlarının güvenliğini ve refahını korumakla yükümlüdür, bu da bazen bireysel özgürlükleri kısıtlayan yasaların yürürlüğe girmesini gerektirir. Bununla birlikte, bu yasalar bireylerin haklarını ihlal edebilir ve hükümet ve vatandaşları arasındaki çatışmalara yol açabilir. Örneğin, bir terör saldırısı sonrasında hükümet, gelecekteki saldırıları önlemek için gözetimi artıran ve belirli özgürlükleri kısıtlayan yasaları geçmeye mecbur hissedebilir. Bu önlemler ulusal güvenlik için gerekli olsa da, bireylerin gizliliğini ve sivil özgürlüklerini ihlal edebilir ve güvenlik ve özgürlük arasındaki denge hakkında sorular sorabilirler. Yasal ve demokratik ikilemlerin bir başka temel nedeni, yasaların kendileri belirsizliği ve karmaşıklığıdır. Yasalar genellikle yorumlamaya açıktır, bu da anlamları ve uygulamaları hakkında farklı görüşlere yol açar. Bu belirsizlik belirsizlik ve karışıklık yaratabilir, bu da bireylerin yasalar uyarınca haklarını ve sorumluluklarını bilmesini zorlaştırabilir. Ayrıca, yasal sistemin kendisi, çatışmaları çözmede ve bireysel hakların korunmasında genellikle yavaş ve verimsiz olduğu için bir ikilem kaynağı olabilir. Yasal işlemlerin maliyeti ve karmaşıklığı, bireylerin adalet aramasını engelleyerek yasal sistemde hesap verebilirlik ve adalet eksikliğine yol açabilir. Yasal ve demokratik ikilemlerin bu temel nedenlerini ele almak için hükümetlerin şeffaflık, hesap verebilirlik ve bireysel hakların korunmasına öncelik vermeleri önemlidir. Tutarlı ve adil uygulamalarını sağlamak için mekanizmalarla yasalar açık ve kolay anlaşılabilir olmalıdır. Ayrıca, yasal sistem, finansallarından bağımsız olarak tüm bireyler için erişilebilir olmalıdır.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına ilişkin kaleme aldığı yazıda enflasyonla mücadelenin sorumluluğunun tek başına merkez bankasına çıkarılamayacağına dikkat çekti. Eğilmez, ülkedeki hukuk ve demokrasi sorunu çözülmeden ekonomide işlerin yolunda gitmeyeceğini anlattı. Aynı zamanda bankaların kredi faizlerinin TCMB’nin son toplantısında yüzde 46’ya çektiği politika faizini aştığına da değindi. Eğilmez, şu ifadeleri kullandı: “Bir ülkede eğer hukukun tarafsızlığı ve üstünlüğü, güçler ayrımı dengesine bağlı demokrasi, liyakate dayalı görevlendirmeler gibi temel meselelerde sorunlar büyük değilse o ülkede enflasyonla mücadeledeki başarı ya da başarısızlık merkez bankasına aittir. Buna karşılık ekonomide bu değindiğimiz sorunlar varsa enflasyonla mücadelenin sorumluluğu tek başına merkez bankasına çıkarılamaz.”

YAPISAL ÇÖZÜM ŞART

Mahfi Eğilmez, hukuk ve demokrasideki aksaklıkları yüksek enflasyonun merkezine koyarken ekonomideki kötü gidişatın ancak ve öncelikli olarak yapısal sorunların çözülmesiyle mümkün olacağını vurguladı. “Bizim gibi ülkelerde geçerli olabilecek söz şudur” tabirini kullanan Eğilmez’in yazısında bu cümleler dikkat çekti: “Hukukun tarafsızlığı ve üstünlüğü, güçler ayrımına dayalı demokrasinin işletilmesi ve liyakate dayalı görevlendirmeler gibi yapısal sorunlarını çözememiş hatta büyütmüş olan ekonomilerde enflasyon dahil bütün ekonomik sorunlar o yapısal sorunların sonucu olarak ortaya çıkar.”

Faiz oranı %49’a kadar dayandı

Mahfi Eğilmez, TCMB’nin 18 Nisan Cuma günü bankalara kullandırdığı fon miktarı 885 milyar TL’yi aştığını, bu fonlamaya uygulanan ortalama faiz oranın da yüzde 47.97 olduğunu belirtti. Eğilmez, “TCMB’nin politika faizi yüzde 46 olmakla birlikte bankaların TCMB’den ortalama borçlanma maliyeti (AOFM) politika faizinden (HRF) daha yüksek bir düzeyde oluştuğu için bankaların kredi faizleri de yükseliyor” ifadelerini kullandı. Hatta faiz oranları bu bandı da aşarak yüzde 49’a dayandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir